BÖLÜM 1 – MATEMATİK

Basit bir matematik ile başlayalım.

TMMOB web sitesine göre ülkemizde 2024 yılı itibariyle yaklaşık 150 bin adet inşaat mühendisi ve 75 bin adet mimar bulunmaktadır. Biz bunu toplam 250 bin olarak kabul edelim. Yani inşaat sektörünün hemen hemen her alanında ortak işler yapan inşaat mühendislerinin ve mimarların yaklaşık toplam sayısını 250.000 olarak aldık.

Şimdi Türkiye’deki toplam şantiye sayısına bakalım. Bununla ilgili 2015 yılında bir haberde 100.000 adet şantiye olduğu(google araması yapabilirsiniz) açıklanmış ancak biz daha doğru veriler üzerine konuşmaya çalışalım.

2024 yılında TÜİK verilerine göre, Türkiye’deki toplam yapı ruhsatı verilen bina sayısı 122.594 adet. Biz buna 125.000 adet diyelim.

Yani yılda bu kadar bina yapı ruhsatı alıyorsa her yıl bu kadar bina da yapılıp kullanıma hazır hale getiriliyor diyebiliriz.

Şimdi öncelikle mahalle arasında 2 katlı bir bina yapımında bile bir şantiye şefi çalışması gerektiğini, bir yapı denetimci olması gerektiğini, bu binanın projesini yapan bir projeci olması gerektiğini vs. zaten biliyoruz.

Bu 125.000 bina dışında ayrıca basit inşaat yapıları, köprüler, yollar, tadilat çalışmaları, yenileme ve restorasyon çalışmaları, altyapı çalışmaları, su yapıları, limanlar, viyadükler, demiryolları, havaalanları, iskeleler, barajlar, göletler, arıtma tesisleri, peyzaj işleri, güçlendirme işleri, stadyumlar gibi bir çok çeşit yapılar da var. Bu işlerin çoğunda onlarca mühendis ve mimar çalışıyor. Biz bunların hepsini göz ardı edelim ve diyelim ki;

125.000 adet bina için 125.000 adet mimar veya mühendise ihtiyacımız olduğunu varsayalım.  Yani toplam mimar ve mühendislerin zaten yarısı bu inşaatlar için istihdam edilmiş oldu.

Kalan 125.000 e yakın inşaat mühendisi veya mimarı da; kendi işini yapanlar, kamuda çalışanlar, denetim firmalarında çalışanlar, proje işleri yapanlar, yurtdışında çalışanlar, mesleğini yapmayanlar veya bırakmış olanlar, akademik kadrolarda yer alanlar, satış ve pazarlama işlerinde çalışanlar, danışmanlık yapanlar, expertizlik yapanlar, kalite kontrol ve laboratuvar işlerinde çalışanlar vb. olarak çok rahat ayırabiliriz.

Basit bir google araması ile ülkemizde en az 450 bin müteahhit olduğunu da ayrıca görebilirsiniz. Bu 450.000 müteahhitin büyük bir bölümünün inşaat mühendisi veya mimar olmadığını biliyoruz ve her birinin yanında 0,5 adet mimar veya mühendis çalışsa dahi tüm istihdam sağlanmış olmuyor mu?

Biz şu anda çok kısa özet olarak şunu yapmış olduk. İhtiyaç olan inşaat mühendisi ve mimar sayısını en kötü senaryoya göre yerleştirmiş(istihdam etmiş) olduk.

Normal şartlarda çok değer gören, aranan ve bulunamayan kişiler olmamız gerekirken hangi durumda olduğumuz ise ortada.

BÖLÜM 2 – SONUÇ

Bu durumda inşaat mühendislerinin maaşlarının düşük olmasının sebebi nedir? İşsiz kalmalarının sebebi nedir? İş bulamamalarının ve bulsalar bile çalışma şartlarının belki de ülkedeki en kötü şartlar olmasının sebebi sizce nedir?

İğneyi biraz da kendimize batırmamız gerekmez mi? Çünkü siz yapmasanız da etrafınızdaki bir çok insanın diplomasını ya şantiye şefliği ya teknik personel ya da yapı denetim için çok komik ücretler karşılığında kiraladığını biliyorsunuz. Tabi ki tek etken bu değil ancak çok çok büyük belki de en büyük etken olduğu ve böyle bir şey yapılmadığında sorunun çözüleceği açık değil mi?

Diplomasını her kiralayan kişi aslında o iş için gerekli 1 mühendisin istihdam edilmesini engelliyor. İstihdam edilmesini engellemek ile kalmıyor mesleğinin saygınlığını azaltıyor. Çok rahat bir şekilde küçük paralara imza attıran kişiler mühendis veya mimar istihdam etmek zorunda kalmıyor. En kötüsü de şu muhabbete yol açıyor: “3-5 verir hallederiz o işi, o iş kolay.” İşte kendimizi düşürdüğümüz konum tam olarak bu oluyor. “Mühendisten çok ne var. 5 e çalışmazsa 3 e çalışacak kişiyi yarın zaten bulurum.” diye bizim ve mesleğimiz hakkında konuşulanlar bunlardan ibaret kalıyor.

Bir şantiyede genel olarak mühendisten daha düşük kazanan başka kimse var mıdır? Bu durumda çalışanlara laf geçirirken arkandan gülmeleri normal değil mi ?

BÖLÜM 3 – MEVCUT DURUMLAR ve SÜREÇLER

Mevcut durumda İmo veya Tmmob üye veya yönetiminde olan kişilerden de, yapı denetim firması sahiplerinden de(mühendis de olsa), çalışan mühendislerden de bu diploma kiralama işini yapan veya yaptıran bir çok kişi var. Mühendislerin bu durumda olmasını kullanan ve maalesef kendisini kullandırtan mühendisler var.

Maalesef ki şantiyede olabilecek ölümlü bir iş kazasında cinayetten yargılanacağını bilmesine rağmen diplomasını şantiye şefliği için kiralayanlar var. Bunun bir bahanesi olmasa da unutulmaması gereken gerçeklerden birisi de şu ki mühendislerin yaşam kaygısı bu işlerin en büyük nedenlerinden ANCAK zaten bizim anlatmak istediğimiz de bu yaşam kaygısının oluşmasındaki en büyük sebebin ise yine kendimiz olduğumuzdur.

Diploma kiralanmasına karşı olan bir mühendis dahi olsa bir müddet sonra bir keriz ben miyim diyor ve o da bu işe giriyor.

Ülkenin ekonomik durumu ortada. Mühendislerin de ekonomik durumu ve maaşları ortada. Birlikte çalıştığı onlarca arkadaşı belki yanında şu muhabbeti yapıyor. “Ayda 5 bin alıyorum yılda 60 bin kötü para mı? Bir maaş da diplomadan geliyor işte.” diyor. Bu sefer dünyayı ben mi kurtaracağım düzen böyle diyerek diğer arkadaş da diplomasını kiralıyor.

Öbürü “Şantiye şefliği için diplomamı verdim elimi oynatmadan riskli miskli ama 100 k aldım.” veya “risksiz zaten inşaatın çoğu bitmiş ben böyle yerlere diplomamı veriyorum” diyor. Bu sefer diğeri “ben neden vermeyeyim ki en azından kredi kartı borcumu öderim.” diyor.

Bu işleri meslek edinmiş kişiler, ekipler de var. İsteyene kiralık diploma buluyorlar veya diplomasını kiralamak isteyene müşteri…. Ayrıca bu tarz ilanların olduğu web siteleri de var.  Madem deprem ülkesiyiz ve bir şeyler yapmaya çalışıyoruz bu kadar önemli ve vahim bir durumun üzerine gitmek de depremle mücadele değil midir?

BÖLÜM 4 – ACI GERÇEK

Acı gerçek şu. Bir takım küçük paralara elini oynatmadan diplomasını veren mühendis aslında kendisine verdiği gibi tüm meslektaşlarına zarar verdi. Şu anda diplomasını kiralayan bu kişinin düşük ücrete çalışmasında da, kötü çalışma şartlarına sahip olmasında da, kendisinin veya meslektaşlarının uzun süre iş bulamamasında da, işveren veya diğer çalışanlar arasında saygınlığını kaybetmesinde de kendisinin de bir payı var.

Belki işvereni tarafından göz ardı etmesi istenilen şeylere işsiz kalmak korkusuyla hayır diyememesi de aslında bu sebepten çünkü zibil gibi yerine geçebilecek mühendis var.

En kötüsüne gelelim; DEPREM. Depremde yok olan o kadar can. Yok olan milli servet. Can ve mal kayıpları… Buna yapılabilecek bir yorum dahi yok…

BÖLÜM 5 – OLMASI GEREKEN

Çok basit. Çalışmadığın yerde ne şantiye şefi olarak, ne teknik personel olarak ne projeci olarak, ne de kontrolör olarak kağıt üzerinde görünmemek. Çalıştığın ve başında durduğun yer dışında yetkilerini kimseye ne olursa olsun kiralamamak.

BÖLÜM 6 – OLUŞACAK YENİ SONUÇ

Yüksek mühendis ve mimar maaşları, iş bulamama veya işsiz kalma korkusuna son, saygınlık, can ve mal güvenliği, iyi çalışma koşulları, özgüven ve daha niceleri….

EKSTRA:

İMO TÜRKİYE`DE İNŞAAT MÜHENDİSLERİ GERÇEĞİ: İŞ, İSTİHDAM VE İŞSİZLİK` RAPORU YAYIMLANDI.

>>>>Bu rapordan bir kesit: “Resmi rakamlar dikkate alındığında, inşaat mühendisi işsizliğine tezat olacak şekilde inşaat mühendisi ihtiyacı olduğu görülmektedir. Ruhsat verilen yapıların sayısına ve mevzuat gereği bu yapıların projelendirilmesinden, inşasına, denetimine kadar görevlendirilmesi gereken mühendis ihtiyacına baktığımızda bırakalım ihtiyaç fazlasını, büyük oranda hizmet açığı olduğu görülecektir. “

……….